İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU


İş Hukuku, önceleri bir özel hukuk dalı olarak nitelendirilmiş olsa da, günümüzde "Karma, bağımsız ve kendine özgü" bir hukuk sistemi olarak kabul edilmektedir. Kısaca; hem Devletin üstünlüğü hem de bireyler arası eşitliğin olduğu, hem kamu hem de özel hukuk özellikleri gösteren hukuk alanlarından biridir.

İşçi, üç açıdan işverene bağımlıdır. Bunlar; teknik, ekonomik ve hukuki bağımlılıktır. İşçinin; işverene işin yapılması ile yürütüm biçimi ve koşulları yönünden bağlı olması teknik, iş görmesi karşılığında işverenden düzenli ve sürekli bir gelir elde etmesi ekonomik, denetim ve yaptırım yetkileriyle de donatılmış bulunan işverenin otoritesi, gözetimi ve yönetimi altında iş görmesi ise hukuki bağımlılığı ifade eder.

İş Hukuku alanındaki genel tanımlardan bahsedecek olursak;

  • İşçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarının tümü İş Hukuku olarak adlandırılır.
  • İşçi, bir hizmet karşılığı herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kimsedir.
  • İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye işveren, işin yapıldığı yere iş yeri
  • İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde ortak ekonomik ve sosyal faaliyetleri korumak için meydana getirdikleri tüzel kişiliğe sendika (2010 Anayasa değişikliği ile aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunabilir.)
  • İşçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasındaki sözleşme Toplu İş Sözleşmesidir. (2010 Anayasa değişikliği ile memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplu iş sözleşmesi yapma hakkı tanınmıştır.)
  • Değişik iş kollarından en az beş sendikanın bir araya gelmesi suretiyle ortaya çıkan üst kuruluşa konfederasyon
  • İşçilerin ekonomik ve sosyal durumunu düzeltmek için çalışmamak suretiyle topluca faaliyetlerini durdurmalarına grev, işveren tarafından grev yapan işçilerin topluca işten uzaklaştırılmalarına lokavt (Memurların grev hakkı yoktur.)

İş Hukukunun Temel İlkeleri; İşçinin Korunması İlkesi ve İşçi Yararına Yorum İlkesidir. Yargı sürecinde mevzuatın yeterince açık olmayan bir hükmünün yorumlanması gerekiyorsa, bu ilkeler ışığında, hüküm işçinin yararı gözetilerek, işçi lehine karara bağlanır.

İş Mahkemelerinde en çok açılan davalar arasında; iş ve çalışma ilişkisinden yahut iş akdinin feshinden kaynaklanan alacak ve tazminat davaları, hizmet tespiti davaları ve işe iade davaları bulunmaktadır. İş ve çalışma ilişkisinden yahut iş akdinin feshinden kaynaklanan alacak ve tazminat davalarında; ücret alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı ile ihbar ve kıdem tazminatı ve benzeri alacaklardan biri, birkaçı veya tamamı talep edilebilir. Hizmet tespiti davası ile çalışanlar, işverenlerince sigortasız olarak çalıştırıldıkları hizmet sürelerini Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden sigortalı hale getirilebilmektedirler. İşe iade davası iş akdinin feshedilmesi için geçerli bir neden olmaması halinde, işçiye, feshin geçersizliğini tespit ve işe iadenin sağlanmasını talep etme hakkını kullanmasını sağlayacaktır. Tüm bu dava türleri için belirli şartların sağlanması ve bir kısım usul kurallarına uyulması gerekmektedir. Şahısların hak kaybına uğramamak için bir avukattan destek almalarında fayda bulunmaktadır.